26 Kasım 2010 Cuma

anlatamadığım çok şey var



bişeyler istiyor canım.basit hayaller kuruyorum gerçekleşmesi zor.
basit çünkü masum.
geçekleşmesi zor çünkü sadece benim isteğimle olacak şeyler değil.
yine platonik aşkıma hızlı sıkı bir dönüş yaptım.hani klişe olmasın istiyorum ama bazı adamlar geçmişte bir gün de çok doğru bir laf etmişler,bir deyim bulmuşlar ya da onun gibi birşey:"aşka aşık olmak".Nedir bilmezdim şimdi yaşadığımı hissediyorum.aşığım biliyorum.en derinden hissediyorum içimin acıdığını,ciddi anlamda midemle göğsüm arasında bir yer acıyor onu düşündüğüm bazı zamanlarda,ona ulaşamayacağımı düşündüğüm zamanlarda,gücümün tükendiği zamanlarda.

mesela bir gün çıkıp gelse buraya,2gün birlikte vakit geçirsek.hayatımda olmadığım kadar mutlu olsam,beni mutlu eden o olsa.o aktiviteden diğerine koşalım demiyorum ama yürüsek,sohbet etsek,gülsek,güneş batsa denize,zamanın nasıl geçtiğini anlamasak.mutlu olsa,çok mutlu olsa,onu mutlu eden ben olsam.


mesela bir gün kalkıp gitsem yanına,sevinse beni gördüğüne.günün yorgunluğunu benimle birlikte atsa.birşey yapmadan otursak,konuşmasak,birbirimizde dinlensek.hiçbirşey yapmadan dünyanın en mutlu iki insanı olsak.
ertesi güne birlikte başlasak.sabah beni gördüğünde birşey söylemese bile günaydın dediğimde gözlerinin içi gülse.
akşam jay jay johanson konserine gitsek,bizim şarkılarımızı söylese jay jay.dans etsek birlikte,bana sarılsa sakince.hem tutsa beni hem de özgür bıraksa.istediğimde kollarının arasından sıyrılabileceğimi bilsem ama hep orda kalsam.

beni yolcu ederken gitme demese ama kalmamı istediğini bilsem.gözlerinde görsem beni o dakika özlediğini.gözlerinde görsem bana değer verdiğini,beni önemsediğini.

bir insanı kaç gün üst üste rüyanızda görebilirsiniz?görmediğim geceler bir elin parmaklarıyla sayılabilecek kadar az.uyumak hep güzel o yüzden.rüya görmek çok güzel onun yüzünden.

bu adam mükemmel değil.çok yakışıklı değil.çok zeki değil.çok zengin değil.çok aşık değil.bu adam sadece beni gülümseten bir adam.en salak en iğrenç en aptal haliyle bile beni gülümseten,kusurları önemsiz bir adam benim için.yaptığı herşeyin doğru olmasına gerek yok benim için onun yapıyor olması önemli olan.
garip hastalıklı bir şekilde seviyorum.elimden bu kadarı geliyor.mutlu olduğumda bunu paylaşabiliyorum,mutsuz olduğumda kaçış noktam oluyor.bu adam benim istediğim herşeyi karşılıyor.bu adam iyi ki yapıyor bunu.bu adam iyi ki var.

10 Kasım 2010 Çarşamba

kütüphane'de aklıma gelenler



aşk nedir diye saçma bir soru sormayayım değil mi şimdi.zaten cevabını veremem de size bu sorunun.hakkında çok az şey bildiğim bu üç harflik kelime,öyle google'da aratmalarla,kütüphane dolusu kitap okumakla öğrenilmiyor ne yazık ki.illa ki deneme yanılma yöntemi gerektiriyor ki bu da ne yazık ki tek seferle bitmiyor.

aşkın gözü kördür.basit,geniş zamanlı bir cümle işte.benim buraya yazacağım bilmem kaç tane cümleden daha basit,anlaşılır ve anlamlı.net çünkü.hemde doğru.
...
..
insan aşık olunca yanındakini görmüyormuş.neden acaba böyle oluyor.dış dünyaya algılarını kapatıyor,daha önce gördüğü,üzüldüğü şeyi aşık olunca görmüyor.sadece sevdiği insanı,onunla birlikte bu dünyada yapılacak bütün güzel aktiviteleri,eylemleri nesneleri görüyor.artık kendini bir an olsun yalnız düşünmüyor.bir kendini sevmiyor artık,onunla birlikte seviyor kendini.kendinden,sadece onun için taviz veriyor.kimseyi görmüyor gözü.yanıbaşını görmüyor.sevdiği ona yetiyor zaten,diğerlerine gerek kalmıyor.hep de böyle olmuyor tabi.bazen yanındakinin çığlıkları öyle şiddetleniyor ki,gözü takılıyor dönüp bakıyor bi ama hepsi o kadar işte.diğer tarafta herşey rengarenk,cıvıl cıvıl dururken o neden karşı tarafla ilgilensin ki.görüyor,duyuyor ama ilgilenmiyor.
...
..
..
bir ilişkide atılan adımlar karşılıklı mı olmalı?ben bir adım attım,şimdi sıra onda mı demeli insan?isteseydi yapardı diye mi düşünmeli?n'olur ki atılan bir adımdan sonra,yine bir adım daha atsak?ısrarcılığa mı girer?girse n'olur ki?içinden öyle geliyorsa,n'olur?canın yürümek istiyor belki de koşmak.koştuğun yönü görmen şart mı?sadece koşsan nasıl olurdu?
herkes uyarıyor,herkes bir dur diyor.ne biliyorlar ki benim içimi,içimden ne geldiğini.
....
...
..
bir de hasta olmak için,önce immün sistemin çökmesi gerekmezmiş.bazen hasta olurmuşsun sonra çökermiş immün sistem.her hastalıkta burnunun akması,karnının ağrıması,midenin bulanması gerekmezmiş.bazen öyle durduğun yer de hasta olabilirmişsin.bir sözle hatta bir gülüşle bile.kimse anlamazmış senin hasta olduğunu ama sen bilirmişsin.
bir köpeğe sarılsan,öpsen geçermiş hastalığın,bir bebek gülümsese sana iyileşirmişsin belki.öyle ilaca,iğneye,şuruba gerek yokmuş bazen,bir elini tutsa geçermiş herşey..

7 Kasım 2010 Pazar

başlığa tıklayınca,bir hareket çıkacak ki bu yazıya cuk oturmuş :)

bazen hala yapabilecek bişeyleriniz olduğunu biliyorsanız,hissediyorsanız bazı şeylerin bittiğini kabul etmek zor oluyor hatta kabul edemiyorsunuz işte.

birini seversiniz,sizin için herşey güzel olabilir ama karşı taraf için her zaman aynı şekilde olmuyormş.hiç beklemediğiniz bir anda sizi terkedip gidebiliyor.zaten işte bu yüzden adı terkedilmek,hiç beklemediğiniz bir an da olduğu için.yoksa sizde bişeylerin ters gittiğini anlasanız,ayrılırsınız terkedilmek olmaz onun adı.

terkedildiğinde insan,içinde öyle şeyler birikiyor ki.eskisinden daha çok seviyor karşıdakini.halbuki tam tersi olmalı diyor mantığı."adam seni terketti gitti be kadın,seni sevmiyor işte sen onu seviyorsun ama o seni sevmiyor işte.sen onunla olmak istiyorsun,onunla gülmek istiyorsun,onunla sıkılmak istiyorsun,uyumak istiyorsun,onu öpmek istiyorsun,saçını dağıtmak istiyorsun ama o istemiyor be kadın." diyor.haklıda.ama yapamıyor insan.ters tepiyor herşey.daha çok seviyosun.eskisinden daha çok düşünür oluyorsun.işte hep terkedilmeler yüzünden bunlar.ansızın geldiğinden ayrılık.

hani olur ya telefonda konuşursun biriyle,karşı taraf "oldu o zaman görüşürüz."deyip kapatır telefonu "çaaaaattt!" diye.oysa sizin daha söyleyecekleriniz vardı değil mi.naparsınız geri ararsınız.hah işte ben yedim o boku.sabahtan beri kıvranmalarım o yüzden,diyemedim şu iki satır cümleyi.
....
...
..
diyceklerim vardı.aklımda sorular vardı.istediklerim vardı.söyledim bir çoğunu.kötü birşey yapmadım.sakince sorularımı sorup cevabını bekledim.aldım cevaplarımı tam kapatmaya yelteniyordum ki,o da bir soru sordu bana.çalışmadığım yerden.. bilmiyorum dedim.aynı soruyu ona da sordum o da bilmiyordu.kim bilecekti bu sorunun cevabını bizden başka?cevaptan mı korktuk?cesaret mi edemedik?gerçekten bilemedik mi?

mutsuz muyum?yok canım değilim,bakmayın siz bunun melankolik bir yazı olduğuna.ben mutluluğu bir tek kişiye bağlamadım hiçbir zaman.ama eksiğim biraz,kabul ediyorum.

ne demiştim yazının başında,hala söyleyecekleriniz yapacaklarınız varsa kabul edemiyorsunuz terkedilmeyi.ben diyeceğimi dedim,yapacağımı yaptım,içim rahat.huzura ermeme çok az kaldı.bana düşeni yaptım ya,yüzüm gülüyor artık.

ona bir tek mesajım olur artık: "bugünün işini yarına bırakma."