8 Ocak 2010 Cuma

belki masal.. belki hikaye..




bu hikayenin zamanı yok.yeri;dünyanın en güzel şehri..
şehrin ortasında,yüzyıllar öncesinden kalmış bir kule.kulede biri.o biri ki,yüzyıllar öncesinide,şimdiyide seven biri.özleyen biri..gözleyen biri.. uyumayan biri.. uyuyamayan..

aslında şimdi size anlatmak istedikleri çok farklı şeyler ama şimdi bile kaleminin anlatmaması,unutması hatta unuttuğunu sandığı şeylere kaymasını izliyor.engel olmak ya da olmamak arasında gidip geliyor ama biliyor boşuna,en başından beri yaptığı şeyi yapacak yine,sonunda oluruna bırakacak herşeyi,kendini bir yaprağa dönüştürüp,kulenin en tepesinden bırakacak sevdiği şehrin rüzgarına..

yaptığı şeyin doğru olup olmadığı umrunda bile değil,kolayı seçecek,rüzgara güvenecek..zaten bu kuleyede,bu şehrede o hiç bilmediği rüzgarla gelmedi mi.

yaşadıkları çok bişey değil aslında ama yaşı küçük işte.kendini cin sanıyor ama bir de bakıyor en safıymış şehrin.önce şaşırıyor düştüğü hallere,aldırmaz davranıyor bi müddet.sonra "bunlar beni üzemez,çok gördüm ben bunlardan"edalarında dolanıyor azcık ama ne zaman ki güneş batıp,ay da kendini gösterince,o,kulesinde ki yatağında birbir yüzleşiyor içinde ki kendiyle.rüzgardan ırakta,kocaman yatağında yıldızların gözü önünde..üzülüyor tabi.o kadar gördüğü,izlediği,bildiği şeylere rağmen,nasıl olurda bu kadar saf olur düşünüyor bunu.çözüm bulmaya çalışmıyor,kolayını buluyor yine,"kendimi böyle seviyorum" diyor.

bütün insanlar anlaşılabilir sanıyor ama gün geliyor bazılarını çözemiyor.izliyor,dinliyor,olmuyor..bazı insanların yaptıklarıyla konuştukları arasında ki senkron bozukluğunu fark ediyor.bunlardan etkilendiği için kendine kızıyor azıcık,kulesinin kapısını araladığı o günü düşünüyor.bu senkron bozukluğunu tamir edebilir mi merak ediyor.düzeltirse herşey istediği gibi olur mu bunu bilmek istiyor.niye bi insan böyle garip davranır,birinin doğası nasıl böyle olur merak ediyor.kuleden çıktığı o tek gün neden böyle birine güvendiğini hatırlamak istiyor ya da belki tamamen unutmak.

tüm bu sorular bir ipe bağlı kuleden aşağı sarkarken,tekrar yukarı çekmeli mi çekmemeli mi bunun cevabını arıyor.çok soru soruyor kendine,farkında ama yatağındayken yapabildiği tek şey bu.birde filmi geriye sarmak sanırım.kendini,ilk defa kulesinin taştan duvarlarının dışında ama sanki kulesinde kocaman yatağındaymış gibi güvende ,rahatlamış,mutlu,huzurlu hissettiği zaman dilimini, düşleyerek geçiriyor.


şimdi kulesinde.yeniden güvende,rahat,huzurlu,mutlu ama eksik..