22 Ekim 2010 Cuma

salyangoz..




loş bir ışık vardı.onu görebiliyordum ama her ayrıntıyı görebilmem için dikkatli bakmam gerekiyordu.ben de öyle yaptım.dikkatlice inceledim onu.gözlerini bilerek en sona bıraktım,utandım biraz.ayakkabılarına baktım.bağcıklarına.sıkı bağlanmışlardı.tişörtü eskiydi.saçları dağınıktı.ellerini saçlarında gezdirdi,biraz daha dağıldı.ama en çok ellerini inceledim.dikkatlice.bir daha bana dokunmayacak diye düşündüm.birazdan eve gidecek,belki yolda bir sokak köpeği görecek,sevecek onu ama,bir daha beni sevmeyecek.dokunmayacak.elleri güzeldi.bence hep güzel kalacakdı.herkes sevecek onları.ben bir daha asla..sonra kısa bir süre gözlerine baktım.sokak lambasının ışığında parlıyorlardı.mutlu görünmüyordu gözleri.ne düşündüğünü anlamaya çalıştım ama vaktim kısıtlıydı.ben anlayamadan o kafasını bana doğru çevirdi.ben hemen kaçırdım bakışlarımı.onu o kadar dikkatli incelediğimi anlamamalıydı ama anladı.
"bir şey demiyecek misin?" dedi.
"neden?"dedim.
nefes aldı çok derin bir nefes değildi."seninle bir ilişki yürütebilmek zor değil aslında.sen çok sıkmıyorsun insanı,serbest bırakıyorsun.seninleyken eğleniyorum,sıkılmıyorum.ama....biz duygusal olarak birşey paylaşamıyoruz."dedi.çok da haksız sayılmazdı.
o bunları söylerken ben bir salyangoz olmanın peşindeydim.oturduğumuz duvarın üzerinde bir salyangoz vardı.aslında %50sinden fazlası mukus olmasına rağmen,çok temiz göründü gözüme.çok güzeldi.işte o konuşurken ben dua ediyordum."allahım beni bir salyangoz yap"diyordum."şu an da." "şu salyangoz ben olsam şimdi hemen yok olsam burdan"diyordum."bu salyangoz çok yalnız,beni onun arkadaşı da yapabiilrsin.duvarın köşesine kadar gideriz ve ordan manzarayı izleyebiliriz."diyordum.

onun sesiyle irkildim.
"birşey söylemeyecek misin?"dedi.
baktım ona,gülümsedim.ben o dakikaları slow motion yaşıyordum.bu hallerim ona garip mi geliyordu bilmiyorum.düşündüm söyleyecek bir şeyim varmıydı diye.salyangoz olmak istiyorum desem,çocuk ne kadar doğru bir karar verdiğini düşünecek,hatta bu ayrılık fikrinin neden daha önce aklına gelmediğini düşünüp hayıflanacaktı.diyemedim ki salyangoz olmak istiyorum ben diye.gülümsedim."aklıma birşey gelmiyor şu an"dedim.güldü o da.anladımı acaba salyangoz olmak istediğimi.sanmıyorum.o salyangozu bile görmedi.
yanına oturdum.
ayrılık anları hep böyle güzel midir diye düşündüm.hiç sıkılmıyordum.bence sabaha kadar ayrılabilirdik.güzeldi bence.garip bir şekilde hoşuma gidiyordu bu durum ama bir daha böyle bir anı yaşayamayacağımızı düşününce üzülüyordum.gözlerim doluyordu bazen ama o hiç görmedi.kafamı çevirip,gözlerimi milyon kere kırpıştırıyordum.
"seninleyken mutluydum"dedim.gülümsedi.onunda mutlu olduğunu anladım.keşke bir de saçlarımı sevse diye hayal kurdum.sevmedi ama.gülümsedi ve orda bitti onun için o cümlem.bense hayal kurdum..
...
..
.
onun sesiyle irkildim."eve mi gideceksin?"
"bilmem.burası güzel.biraz otururum."
"burda mı?"
"evet."
....
...
..
"oturacakmısın daha?"
"biraz daha.sonra giderim."
"çok kalma burda."
"olur."
"hoşçakal."
"hoşçakal."
...
..
.
arkasından bakmadım.zaten az önce yeterince izlemiştim.öyle hatırlamak istiyordum.
nedenini bilmiyorum ama ağladım.duvarda ağladım.yolda ağladım.kafede ağladım.evin önünde ağladım.köpekler bile acıdı halime,yanıma gelip beni izlediler sessizce.ama en çok evde ağladım.turuncu kafaya sarıldım ağladım.öptü beni yanağımdan.yine ağladım.
...
..
.
güzel bir yaz gecesi,biz çimlerin üzerinde yatarken,bir yıldız kaydı.öptü beni.
..
.
güzel bir sonbahar gecesi,bir salyangoz tek başına,duvarın köşesine ulaşmaya çalıştı.ve o gitti...

Hiç yorum yok: