30 Eylül 2010 Perşembe

dertler derya hahayt:D


sevgilim madrid'de.ben gidemedim.dedektif tanıdığı olan??
adam diyor ki "sevgilim ben duş alıp yatıcam,öpüyorum seni."
ben ne diyorum " o duşa yalnız gir yalnız çık.yatakta yorgana sarıl,korkarsan beni ara yan odaya modaya gitme."
eşşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmeeeekkkkk bu işte:( paranoya oldum. ama abi adam madrid,barcelona geziyor sabahtan akşama.her gece partylere akıyor.facebook'tan hergün yeni biri ekleniyor o lanet arkadaş listesine.napim ben.
be cool damla.be cool :)

20 Eylül 2010 Pazartesi

ilk günden sakarlığımı yaparım!my name is Damla,maaannn! :D

okulun ilk günü,taş cafe'nin arkasında ki (iç ses:bunlar böyle ayrık mı yazılıyor lan?neyse...) armutlara oturayım derken yere düştüm göt üstü!şanslımıydım?hayır!etrafım öğrenci ordusuyla çevriliyken oldu bu olay ki pek çoğunluğu 4.ve 1.sınıflardı.hep beraber güldük mü? güldük:)o zaman no problemoo.

bu sene bitirme tezi diye bir olay var ya,bence ben onu yazamıycam.nasıl yazılıcak ki o ne bileyim ben.bi de konunla ilgili 50-60 makale okuyup onların geniş bir özeti niteliğinde birşeyse yani bu tez dedikleri,kusura bakmasınlarda "ne lan o! öyle şey mi ollur?ne anladık biz bundan!" derim yani(içimden).tek zorluğu 50-60 makaleyi okuyup,öğrenmek olur ama ne bilim çok da cıvcıvlı bişey değil yani,yeni birşey üretmiyorsun sonuçta,var olan şeyleri düzenliyorsun.niye taktım ben bu tez olayına,herkes benim gibi mi düşünüyor onu da bilmiyorum.

yakın bi zamanda çok güzel bir yazı yazıcam buraya,hissedebiliyorum :) yılmayın okuyun siz bunları,bişey kaybetmezsiniz:)

5 Eylül 2010 Pazar

kendimle ilgili birkaç "ıvırzıvır"



şimdi aslında hiç birşey garip,değişik,ilginç(bu kelimeler türk dil kurumu sözlüğünde aynı anlamamı geliyor bilmiyorum,yine de yazdığım için mutluyum)değil belki ama yine de sanki herşey öyleymiş gibi bir melankoli havası içindeyim.bunda fonda çalan jay jay johanson etkisini yok saymıyorum tabi ama yine de bu melankolinin sebebi sanki başka şeylermiş gibime geliyor.
aslında uzun zaman değil belki ama bayadır içimde tuttuğum bana dert olan birşey var.buraya yazsam da rahatlamayacağım biliyorum.çözümü teoride basit aslında,gidip adam akıllı konuşmak ama maalesef ben bu sefer ne adamım ne de aklım var.üzüyor bu konu beni.konuşmam gereken ama bir türlü konuşmaya cesaret edemediğim kişiyi daha çok üzüyor belki ama yapamıyorum.aslında konunun kendisi değil üzen,belkide asıl üzücü olan benim adam olmamam ve aklımın olmaması yani özetle benim cesaretsiz olmam.benim....kelime yok nasıl biri olduğumu anlatmaya.var da ben bilmiyorum şimdi onun türkçesini.tasvir edeyim size: hani birileri bir şeyler yapar ve siz onun yaptığının yanlış olduğunu söylersiniz."aaaa şuna da bakın bu yapılacak iş mi dersiniz." hah işte tüm bunları söyledikten sonra,siz kalkıp o yanlış işi yanlışı bile bile yaparsanız siz ne olursunuz?yanlış anlamayın abilerim ablalarım.size birşey dediğim yok.o eşşekliği ben yaptım,onu anlatmak derdim.öle sizli kurdum cümleleri ki empati yapabilin.neyse bu konu birgün hallolur o zaman rahatlarım ben biliyorum ama o gün ne zaman bilmiyorum..

yapıcak hiç bir işim kalmadı.20eylül'e kadar boş gezenin boş kalfasıyım.kendime bir uğraş bulma,zamanımı doldurma derdim derdim de yok.yarın da iskenderun'a gidiyorum.evimde inzivaya çekiliyorum.amaaaa dert biter mi :) şaka tabi dert yok da biraz sıkıntı var.bu aralar sevgilim bana takmış durumda.sanırım uğraşacak hiç bir şeyi yok.çok fazla boş vakti var.benim kendime uğraş bulma gibi bir derdim yok ama sevgilime acil bir uğraş bulmalıyım.bu işi ben yapmak zorundayım çünkü onun öyle bir derdi yok.o zaten benimle uğraşmaktan gayet memnun görünüyor.


ps: resimle yazı arasında bir ilgi alaka münakaşa mevcut değildir.